Gerçek bir deha olarak kabul edilmeyecek olması hâlinde bile, olağanüstü bir şahsiyete sahip olduğu kesin olan II. Mehmed nadir bulunan bu özellikleriyle yeni icraatı olan devasa ve parlak fethi gerçekleştirmiş ve Osmanlı İmpara- torluğu'nun görkemli güçlerinin daha yüksek siyasi amaçlar için kullanılmaya başlanması yalnızca onun sayesinde mümkün olabilmiştir.
Başa geçtiği ilk günlerde - sürgün yeri Amasya'dan**) geri dönen genç şehzâde henüz 21 yaşlarmdayken - haberi çok kısa zamanda Batı'ya yayan Şark'm Latin kökenli Doğu toplumları arasında, yeni Türk hükümdarının dengeli; kimi atalarının aksine yemek, aşırı içki, insanı gevşeten uyku, babasının da kendini alamadığı harem sefaları ve Doğulu hükümdarların gururla takip ettikleri avlarla ilgilenmediğinden bahsedilirdi. Bu hükümdar ki, Yahudi kız ve erkeklerin coşkulu danslarından, Türk saray müzisyenlerinin genizden yayılan türkülerinden, saray dalkavuklarının ve Karagöz'ün kimi zaman alaycı, kim zaman küstahça şakalarından, geleneklerin aksine hiç hoşlanmazdı. İnce yay biçimindeki kaşları, kartal biçimindeki burnu ve öne doğru çıkıntılı bir çeneyi barındıran enerjik yüzünde, kendini tes lim etmiş olduğu derin düşüncelerinin dışavurumu şeklinde bir çift melankolik bakışlı göz parlıyordu. Buna rağmen, ne Demirbaş Şarl karakterinde bir hayalci ne de Napolyon gibi insanüstü büyüklükte bir ütopyacı idi.
Aksine bu Osmanlı torunu, Büyük İskender'in ve ilk Roma İmparatoru Jül Sezar'm Arapça'ya çevrilmiş halk için hazırlanmış hikâyelerini okuyarak beslediği ve sürekli geliştirdiği hırslı bir ruha sahipti1; zihni ise hep keskin ve sakindi. Her şey i yok edip bir canavarın bıraktığı izler gibi
ardında devasa harabeler bırakarak şöhret kazanmak değildi amacı; aksine sistematik olarak ve tüm zamanlarda bâki kalacak eserler yaratmak istiyordu. İnce, ama dayanıklı çelik gibi bir vücut, ister Güney'in güneşi altındaki yakıcı ovalarında, isterse Kuzey'in dağlarının içinden geçilmez ormanlarında, her türlü tehlikeyi, yorgunluğu ve iklimden kaynaklanan zorlukları aşmasına yardımcı oluyordu. Sanki büyük bir planlama, yorulmadan her gün çalışma, önemli karar arifesinde kendine güveni barındıran bir sakinlikle, insan gücünü tasarruflu kullanıp, insan kam akıtmaktan kaçınarak, uyum içinde bir devlet kurmak için çaba göstermek ve imparatorlara yaraşır bir eseri var etmek kin yaratılmıştı.
0 yorum:
Yorum Gönder